&
loading
ATLA
İlahi Mesajlar Toprağı FilistinRoger Garaudy
Ağa Han

Ağa Han

Ölüm Tarihi: 31 Ocak 1881
Meslek/Ünvan: İmam

Hakkında

“Ağa Han”, aslında İran Kaçar hükümdarlarının saraylarında asalet sahibi kimselere verilen bir şeref unvanıdır. Kırk beşinci imamları Şah Halîlullah’ı ziyaret etmek maksadıyla Yezd’e gelen Nizârî İsmâilîler’le şehirdeki İsnâaşerî esnaf arasında çıkan çatışma sırasında Halîlullah’ın öldürülmesi üzerine oğlu Hasan Ali Şah imam oldu (1817). Yeni imam, İran Hükümdarı Feth Ali Şah’ın kızı ile evlendikten sonra kendisine “Ağa Han” unvanı verildi. Bu unvan Hasan Ali Şah’tan sonra onun neslinden gelen imamlara da intikal etmiştir.

Ağa Han Hasan Ali Şah Mahallâtî (ö. 1298/1881). Nizârî İsmâiliyye’nin XIX. yüzyıl başlarında “Ağa Hanlar dönemi” diye adlandırılan devresinin ilk imamıdır. Yetişmesinde, sağlam ve mücadeleci bir karakter taşıdığı anlaşılan annesinin büyük tesiri olmuştur. Kendi neslinin imâmet müessesesi ile de desteklenmesini düşünen Feth Ali Şah, yeni imama “Ağa Han” unvanını vererek onu kızı Serv-i Cihan Begüm ile evlendirdi; böylece imâmet müessesesinin itibarlı hale gelmesine yardımcı oldu. Hasan Ali Şah, Feth Ali Şah’ın 1834 yılında ölümüne kadar Mahallât’ta sakin bir hayat yaşadı. Daha sonra hükümdar olan Muhammed Şah tarafından Kirman valiliğine tayin edildi. Kendisiyle hükümdar arasındaki münasebetler 1838 yılına kadar son derece iyi gittiyse de bu tarihten itibaren bozulmaya başladı. Hasan Ali Şah 1838’de İran Devleti’ne karşı isyan ederek İran’ın güneyinde bağımsız bir prenslik kurma faaliyetine girişti. İngiliz devlet adamlarıyla sıkı bir münasebet içinde bulunduğu görülen Ağa Han’ın isyanını, Herat üzerinde hâkimiyet iddia eden İran otoritesine engel olmak için İngilizler’ce tertip edilmiş bir hareket olarak değerlendirmek mümkündür. Hasan Ali Şah 1 Eylül 1840’ta İran kuvvetlerine yenilerek Mahallât’tan kaçmak zorunda kaldı; fakat Yezd ve Mahriz’i geçerek Belûcistan’a, oradan da Hindistan’a ilhak edilmek üzere olan Sind’e ulaşmayı başardı. Mensuplarından topladığı paralarla bir süvari taburu kurarak ilhak ve seferberlik hareketlerinde İngilizler’e büyük çapta yardım etti. 1843-1844 yıllarında Sind’in zaptedilmesinde Sir Charles Napier’e sürekli yardımlarından dolayı İngiliz hükümeti tarafından kendisine emekli aylığı bağlanmak suretiyle taltif edildi. Bunpore bölgesine yerleşmek istediyse de İran’dan gelen tepki sonunda bundan vazgeçti. 1845 yılı Aralık ayında Bombay’a giderek orada teşkilâtını kurdu. Çeşitli vesilelerle İran’a dönmek için teşebbüste bulunduysa da muvaffak olamadı. Daha sonra İran’a dönmekten vazgeçti; 1868’de Bombay’da İngilizler’in himayesinde Darkhane adıyla bir merkez kurdu. Bu sırada cemaati arasında çıkan anlaşmazlıklar sadık mensupları ile iş birliği sayesinde bertaraf edildi. Hasan Ali Şah son günlerini, büyük miktarlara ulaşan gelirleriyle ve şeref unvanlarıyla Poona, Bangalore ve Bombay’da geçirdi. 1881 yılı Nisan ayında Bombay’da vefat etti ve Mazagon’da Hasanâbâd denilen yere defnedildi.

Kaynaklar

J. N. Hollister, The Shi‘a of India, London 1953, s. 364.

Sultan Muhammed Şah, The Aga Khan Memoirs: World Enough and Time, London 1954, s. 181-187.

Fârûk Osman Abâza, Âġā Ḫân, Kahire 1981, s. 52-54, 200-204.

Mustafa Öz, Nizârî İsmâîli Mezhebinde Ağa Hanlar Dönemi (doktora tezi, 1986), MÜ İlâhiyat Fakültesi, s. 21-58.

Asaf A. A. Fyzee, “The Ismailis”, Religion in the Middle East (ed. A. J. Arberry), Cambridge 1976, II, 323.

Ömer Rıza Doğrul, “Ağa Han”, İTA, I, 135-136.

“Ağa Han”, İA, I, 147.

H. A. R. Gibb, “Ag̲h̲a K̲h̲ān”, EI2 (İng.), I, 246.

H. Algar, “Āqā Khan”, EIr., II, 170-175.