
Naci el- Ali
Hakkında
Naci el-Ali, 1938 yılında Filistin’in Celile bölgesindeki Şecere köyünde doğdu. İsrail’in 1948’de Filistin’i işgal etmesi üzerine ailesiyle birlikte ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve Lübnan’ın güneyindeki Ayn el-Hilve mülteci kampına yerleşti. 1951-1953 yılları arasında ilk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra bir süre portakal ve zeytin toplama gibi işlerde çalıştı. 1953 yılında teknik okuldan mezun oldu ve Beyrut’taki çeşitli sanayi atölyelerinde çalışmaya başladı. 1957’de Suudi Arabistan’a giderek iki yıl çalıştı ve elde ettiği gelirle mülteci kampında yaşayan ailesine küçük bir ev yaptı.
Küçük yaşlardan itibaren çizim yeteneğini keşfeden Naci el-Ali, şahit olduğu olumsuzlukları ve yaşadığı zulmü duyurmak için bu kabiliyetini kullanmaya başladı. Bu doğrultuda 1959 yılında Beyrut Sanat Akademisi’ne girdi. Ancak fikirlerini ifade etmekten ve çizimlerinde İsrail politikalarına ve Arap yöneticilerine ilişkin eleştirel bir tavır sergilemesinden dolayı akademideki eğitimini yarım bırakmak zorunda kaldı. Dönemin ünlü yazarlarından Gassan Kanafani ile bağlantı kurarak, onun girişimleriyle karikatürleri el-Hurriyye gazetesinde yayımlanmaya başladı.
1963’te babasının Kuveyt’ten iş teklifi alması üzerine ailesi Kuveyt’e taşındı. Naci el-Ali bu süreçte Filistin ve Orta Doğu’daki gelişmelere dair daha politik eserler üretmeye başladı. Çizimlerinde eleştirel bir üsluba sahip olması sebebiyle defalarca tutuklandı ve karikatürlerini hapishane duvarlarına çizmekten çekinmedi.
Naci el-Ali, 1969 yılında bütün çizimlerinin imzası ve Filistin davasının sembolü sayılabilecek Hanzala karakterini okurlarıyla paylaştı. Hanzala, 10 yaşında sırtı dönük, ayakları çıplak ve kıyafetleri yamalı Filistinli bir çocuktur. Hep aynı yaşta kalacak olan Hanzala, ancak ülkesi özgür olduğunda dünyaya yüzünü dönecektir. Naci el-Ali’nin oğlu Halid, babasının Hanzala’ya yüklediği anlamı, “Hanzala babam için bir pusula gibiydi, onu her zaman Filistin’e yönlendiren bir pusula. Pusulalar normalde kuzeyi gösterir, Hanzala’nın pusulası ise daima Filistin’e dönüktür.” sözleriyle ifade etmiştir.
1985’te Londra’ya iltica eden Naci el-Ali, yayın hayatına uluslararası el-Kabas gazetesinde devam ediyordu. 22 Temmuz 1987’de çalıştığı gazetenin ofisine giderken suikaste uğradı ve 29 Ağustos’ta vefat etti. Naci el-Ali’nin yaklaşık 14 bin çizimi bulunmaktadır. Çizimlerinde Filistin halkının yaşadığı zorlukları ve acıları ifade etmiş, aynı zamanda İsrail ve ABD’nin saldırganlığına karşı çıkmış, bununla birlikte Filistin ve Arap dünyasına yönelik sert eleştirilerde de bulunmuştur.
1988 yılında, ölümünün ardından Dünya Gazete ve Haber Yayıncıları Birliği tarafından dünyanın en önemli karikatüristlerinden biri olarak “Özgürlüğün Altın Kalemi” ödülüne layık görülmüştür. Ayrıca Beyrut’ta Naci el-Ali Kültür Merkezi açılmış, adına bir belgesel ve film de çekilmiştir.


