&
loading
ATLA
The Unspoken Allience Israels Secret Relationship With Apartheid South Africa

Filistinli Mülteciler

/ Yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan ve bir daha geri dönemeyen Filistinli sivil mülteciler.

1948’deki Nekbe sırasında ya da 1967 Haziran Savaşı’ndan sonra, evlerini terk etmek ve komşu bir devlete geçmek zorunda kalan, geri dönmeleri yasaklanan Filistinlilerdir. Günümüzde Filistin nüfusunun yarısından fazlası mülteci durumundadır ve Filistinli mültecilerin 6 milyonu Ürdün, Gazze, Batı Şeria, Suriye ve Lübnan’da yaşarken, yaklaşık 1 milyonu da dünyanın diğer bölgelerine dağılmıştır. Ürdün 2,3 milyonla en fazla Filistinli mülteciyi barındıran ülkedir. Bunların 370.000’i UNRWA’ya bağlı 10 mülteci kampında yaşamaktadır. Ürdün, Filistinlilerin tamamına yakınına vatandaşlık vermiştir. Gazze 1,4 milyonla en fazla Filistinli mülteci barındıran ikinci bölgedir. Bu sayı Gazze nüfusunun %70’ine karşılık gelmektedir. Buradaki mültecilerin yaklaşık 600.000’i sekiz mülteci kampında yaşamaktadır. Gazze’deki mülteci kamplarında temel sorunlardan biri, aşırı nüfus yoğunluğudur. Gazze’de bulunan Şati Kampı, dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden biri olarak kabul edilmektedir. İsrail’in 2007’den bu yana Gazze’ye uyguladığı ambargodan mülteciler de etkilenmekte ve birçoğu hayatını insani yardımlarla devam ettirmektedir. Batı Şeria’da 997.173 mülteci bulunmaktadır ve bunların dörtte biri 19 kampa dağılmış durumdadır. 

2011 yılına kadar Suriye’deki 12 kampta ve ülkenin farklı bölgelerinde yaşayan Filistinli mülteci sayısı 618.128’dir. Fakat Suriye’deki savaşın başlamasının ardından bu sayının 438.000’e gerilediği tahmin edilmektedir. En az 30.000 mültecinin Lübnan’a gittiği bilinmektedir. Bu dönemde Lübnan’da zaten UNRWA’ya kayıtlı 513.795 mülteci vardır. Bunların da %45’i ülkedeki 12 mülteci kampında yerleşiktir. Lübnan’daki Filistinli mülteciler birçok haktan mahrum, vatansızlar olarak zor şartlarda hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Suriye’den gelen mültecilerle birlikte ülkede hâlihazırda yaşanan insani kriz daha da derinleşmiştir. 

Ürdün, Gazze, Batı Şeria, Suriye ve Lübnan’daki mülteciler; yoksulluk, işsizlik, kronik sağlık sorunları, kalabalık, hasarlı altyapı, bakımsız ve yetersiz evler, eğitim altyapısındaki yetersizlikler, farklı gruplar arasındaki çatışmalar gibi birçok sorunla mücadele etmektedir. Buralarda ulusal ve uluslararası örgütlerin yaptığı insani yardım çalışmaları hayati önem arz etmektedir. Bu noktada mültecilere insani yardım ulaştırmada önemli bir tecrübeye sahip olan ve dünyadan yapılan yardımları koordine eden UNRWA ön plana çıkmaktadır.

Yıllardır dünyanın farklı bölgelerinde mülteci olarak yaşayan Filistinlilerin zorla sürgün edildikleri Filistin topraklarına dönme iradesini sürdürdükleri ve her zorluğa rağmen “Filistinli” kimliğine aidiyetlerini kaybetmedikleri görülmektedir. BM Genel Kurulu’nun aldığı 194 sayılı Karar’a ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13. Maddesine göre, Filistinli mültecilerin geri dönme hakkı vardır ve bu hakkını kullanmak istemeyen ve maddi zarara uğrayan kişilerin zararları karşılanacaktır. Fakat 72 yıldır hiçbir Filistinli mülteci bu hakkı kullanamamıştır ve mülteci durumuna düşen Filistinlilerin sayısı her geçen gün artmaya devam etmektedir.