Mayıs 2010’da Gazze Özgürlük Filosu, Filistin’deki insani duruma dünya kamuoyunun dikkatini çekmek, işgal devleti İsrail’in uyguladığı hukuksuz ablukayı kırarak bölgeye kalıcı bir insani yardım koridoru açmak ve insani yardım malzemelerini Gazze’ye ulaştırmak amacıyla altı uluslararası sivil toplum kuruluşunun ortaklığında hayata geçirilmiştir. 37 farklı ülkeden 700’den fazla gönüllü ve tonlarca insani yardım malzemesi taşıyan yedi gemiden oluşan filo, tüm yasal prosedürleri hazırlayarak Gazze’ye doğru yola çıkmıştır. Fakat işgal devleti İsrail, insansız hava araçları, helikopterler, gerçek ve plastik mermiler, ses, sis ve gaz bombaları ile uluslararası sularda yardım gemilerine saldırmıştır. İsrail saldırısında, tümü Türk vatandaşı 10 yardım gönüllüsü şehit olurken, en az 50 kişi yaralanmıştır. İsrail, Özgürlük Filosu’na ilk müdahale anından yolcuların ülkelerine geri dönüşüne kadar yaşam hakkı ihlali, işkence, insanlık dışı zalimane ve onur kırıcı muamele ve cezalandırma, özgürlük ve güvenlik hakkı ihlali, mülkiyet hakkı ihlali, haberleşme özgürlüğünün engellenmesi gibi Dördüncü Cenevre Sözleşmesi ve geleneksel insancıl hukuka aykırı pek çok fiilde bulunmuştur. Ayrıca insani yardım taşıyan bir gemiye uluslararası sularda müdahale etmiş, üstelik bunu aşırı güç kullanarak yapmış ve böylece tüm deniz hukuku ilkelerine aykırı fiilde bulunmuştur. İsrail’in bu saldırısı uluslararası toplum tarafından kınanmış, Filo’nun katılımcıları tarafından dünyanın farklı ülkelerinde İsrail’e karşı birçok  dava açılmıştır. Ayrıca İsrail’in bu eylemi İsrail-Türkiye ilişkilerindeki en büyük kriz olarak tarihe geçmiştir.