İşgal rejimi İsrail ile Suriye arasında bulunan ve uluslararası hukuka göre Suriye’ye ait olan Golan tepeleri, stratejik konumunun yanı sıra, bol yağışları Ürdün Nehri’ni beslendiğinden aynı zamanda önemli bir su kaynağıdır. 1967 Altı Gün Savaşı’nda İsrail bölgenin 1.200 km2’sini ele geçirmiş, savaş sırasında 120.000 Suriyeli bölgeden kaçmış veya sürülmüş ve bir daha geri dönmemiştir. Tahminen 340 çiftlik ve köy yıkılmış, yerlerine Yahudi yerleşim birimleri inşa edilmiştir. 1973’teki Ekim Savaşı (Yom Kippur) sırasında Suriye’nin, Golan Tepeleri’ni yeniden Suriye topraklarına katma girişimi başarısız olmuştur. Aralık 1981’de İsrail, Golan Tepeleri’ni tek taraflı ve yasadışı bir şekilde ilhak etmiş ve o zamandan beri Golan’ı “bölgedeki tüm devletlerin güvenli ve tanınmış sınırlar dahilinde varolma hakkına saygı duyulmasını” talep eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 242 sayılı kararına dayanarak, elinde tutma “hakkı” olduğunu iddia etmektedir. Bununla birlikte, uluslararası toplum bu iddiaları reddetmekte ve bölgeyi işgal edilmiş Suriye toprağı olarak görmeyi sürdürmektedir. Günümüzde, işgal altındaki Golan Tepeleri’nde 34 İsrail yerleşim biriminde yaşayan tahmini 23.000 yerleşimci vardır. Çoğu Dürzi topluluğunun üyeleri olan yaklaşık 25.000 Suriyeli hala Golan Tepeler’nin kuzeyinde yaşamaya devam etmektedir. Mart 2019’da ABD Başkanı Donald Trump, ABD’nin Golan Tepeleri’ni İsrail Devleti’nin bir parçası olarak tanıdığını ilan etmiştir. Başka hiçbir ülke İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanımamaktadır.