Şeyh Ahmed Yasin Filistin’in Askalan şehrinin El-Cura köyünde 1937 yılında dünyaya geldi.
1940 yılında zorluklarla bezeli ömründeki ilk acıyla karşılaştı, henüz üç yaşındayken babasını
kaybetti. 1948 yılında İngilizlerin Filistin topraklarındaki manda yönetimini sonlandırması ve
İsrail’in kurulmasıyla birlikte Şeyh Ahmed Yasin ve ailesi de diğer 1 milyonu aşkın Filistinli gibi
mülteci durumuna düştü ve Gazze şeridine sığındı.
Şeyh Ahmed Yasin 1952 yılında arkadaşlarıyla yüzerken kafası üzerine düşmesi sonucu boyun
kemiği kırıldı ve felç oldu. Ancak bu durum Ahmed Yasin’i hayattan koparmadı. 1958’de lise
eğitimini tamamlayıp Ayn Şems Üniversitesi’nde eğitim görmek için Mısır’a gitti. Mısır’da
bulunduğu sürede Müslüman Kardeşler’in fikirlerinden etkilenen Ahmed Yasin Gazze’ye
döndüğünde ise Arapça ve İslami İlimler öğretmenliği yaptı. Aynı zamanda bir camide hatiplik
görevini üstlendi. Arapça’yı iyi kullanması ve üstün hitabet yeteneği nedeniyle kısa sürede
İsrail istihbaratının dikkatini çekti. Nitekim 1983’te daha sonra İzzeddin el-Kassam Tugayları
olarak adlandırılacak silahlı örgütü kurması sebebiyle tutuklandı ve 13 yıl hapis cezası verildi.
Ancak iki yıl sonra Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ile İsrail arasında yapılan mahkum takası
sırasında serbest bırakıldı. Hapisten çıkmasının ardından da faaliyetlerine aynı hızda ve
yoğunlukta devam eden Ahmed Yasin, kendisi gibi Müslüman Kardeşler çizgisinde olan
arkadaşlarıyla 1987’de Gazze’de İslami Direniş Hareketi(Hamas)’ni kurdu. Kurulmasından kısa
süre başlayan 1. İntifada sayesinde adından sıkça söz ettiren Hamas, sosyal alanda etkisini
çokça hissettiremeye başlamıştı. Bu durumdan rahatsız olan İsrail Şeyh Ahmed Yasin’i
1989’da tutukladı ve müebbet hapis cezası verdi. 8 yıl boyunca kendisi ile kalmaya gönüllü
olan iki oğluyla birlikte ağır koşullarda hücrede kalan Ahmed Yasin 1997’de Ürdün’de Halid
Meşal’e yapılan başarısız suikast girişiminde yakalanan iki Mossad ajanına karşılık serbest
bırakıldı. Hapiste kaldığı sürede sağlık sorunları oldukça artan, sağ gözünü tamamıyla
kaybeden ve işitme kaybı yaşayan Ahmed Yasin serbest bırakılmasının ardından bir süre
Ürdün’de tedavi gördü.
Gazze’ye döndüğünde ise İsrail’in kanlı okları yine onun üzerindeydi. İlk olarak İkinci
İntifada’nın en çetin günlerinde -2003 yılında- Hamas yetkilileriyle toplantı halindeyken bir F-
16 toplantının yapıldığı binayı bombaladı. Şeyh Ahmed Yasin bu saldırıdan hafif yara olarak
kurtuldu. İsrail’in açıkça hedef almasına rağmen Şeyh Ahmed Yasin hiçbir şekilde geri adım
atmadı. 22 Mart 2004’te sabah namazını kılıp camiden çıktığı sırada İsrail helikopterlerinden
atılan füzelerin hedefindeydi. Bu saldırıda şehit olan Ahmed Yasin ölmeden kısa bir süre
önce ümmetin suskunluğunu Allah’a şikayet ettiği mektubuyla bu dünyadan ayrıldı.