Yaser Arafat
Hakkında
Yaser Arafat 4 Ağustos 1929’da Filistinli bir ailenin 6. Çocuğu olarak Kahire’de dünyaya geldi.
4 yaşında iken annesini kaybeden Arafat’ı ablası İnam yetiştirdi. 1947’de Kahire’de Kral 1.
Fuat Üniversitesi’nin inşaat mühendisliği bölümünde okumaya başladı ancak Mayıs 1948’de
İsrail’in kurulması sonrası başlayan 1948 Arap-İsrail Savaşı’nda savaşmak amacıyla okula ara
verdi. Savaş sırasındaysa Filistinlilere kaçak yollardan silah temin edebilmek için çabaladı.
1952’de tekrar üniversiteye başlayan Arafat mezun olacağı 1956 yılına kadar Filistinli
Öğrenciler Birliği başkanlığı görevini üstlendi ve burada faaliyet gösterdi. Mezun olmasının
ardından Kuveyt’e gitti ve inşaat mühendisliği yaparak geçimini sağladı. Aynı zamanda bu
süre içinde kendisi gibi Kuveyt’te yaşayan Filistinlilerle bir araya gelerek Filistinuna, Nida el-
Hayat dergisini çıkardı. İlerleyen zaman içinde bu derginin kadrosu el-Fetih’in de temelini
oluşturdu ve böylece el-Fetih Kuveyt’te kuruldu. Filistin’i kurtaracak kişilerin ancak Filistinliler
olabileceğine inanan Arafat, Filistin davasında pay sahibi olmak isteyen Arap devletlerinden
gelen bağışları kabul etmeyerek bağımsızca hareket edebilen bir örgüt oluşturmak istedi. Bu
sebeple körfez ülkelerinde yaşayan Filistinli zenginlerle görüşmeler gerçekleştirerek örgütün
maddi kaynaklarını oluşturmak için büyük çaba sarf etti. 1962 yılında Suriye’ye göç eden
Arafat ve arkadaşları burada daha çok insana hitap edebildi ve yüksek gelirli üyelere sahip
oldu. Bunun sonucunda hem insan kaynağı hem de maddi kaynak olarak yeterli seviyeye
ulaşan el-Fetih İsrail’e karşı yürüttüğü silahlı faaliyetlere başladı. Bununla birlikte 1967 Arap-
İsrail Savaşı’nda büyük bir yenilgiye uğrayan Arap Devletleri’ne azalan güven sonucu el-
Fetih’e karşı duyulan güven arttı. El-Fetih’in bu yükselişinden rahatsızlık duyan İsrail ordusu
21 Mart 1968’de el-Fetih’in de merkezinin bulunduğu el-Karameh kasabasına saldırdı. Ancak
burada el-Fetih’in sağlam direnişiyle karşılaşan İsrail, Ürdün ordusunun da çatışmaya
katılmasıyla birlikte gerçi çekildi. Yaser Arafat 3 Şubat 1969 günü Filistin Kurtuluş Örgütü(FKÖ)’nün başına geçti.
Arafat liderliğindeki bu yükseliş devam ederken Ürdün Devleti ile sorunlar gün yüzüne çıktı.
El-Fetih ve diğer Filistinli örgütlerin, Ürdün içinde git gide artan faaliyetlerinden ve halk
üzerindeki etkisinden memnun olmayan Kral Hüseyin; Yaser Arafat’tan örgütleri Ürdün
topraklarından çıkarmasını talep etti. Ancak kralın isteği gerçekleşmeyince Ürdün ordusu ile
Filistinli örgütler arasında çatışmalar başladı. Eylül 1970’ten Temmuz 1971’e kadar süren ve
“Kara Eylül” olarak adlandırılan bu çatışmalar sonucunda binlerce Filistinli öldürüldü, el-Fetih
başta olmak üzere tüm örgütler Ürdün’den çıkarıldı. Bunun üzerine Yaser Arafat ve
beraberindeki savaşçılar Lübnan’a geçti.
Yaser Arafat’ın liderliğini yaptığı FKÖ, 1974 yılında BM tarafından Filistinlilerin tek meşru
temsilcisi olarak tanındı ve Arafat BM kürsüsünden tüm dünyaya seslendiği konuşmasında o
meşhur sözünü söyledi: “Elimde bir zeytin dalı ile bir özgürlük savaşçısının silahını taşıyorum.
Zeytin dalının elimden düşmesine izin vermeyin.
Bundan öncesinde sorunları çözmek için daha çok silahı direniş yolunu tercih eden Arafat
FKÖ’nün resmi olarak tanınmasının ardından diplomasiye ağırlık verdi. 1989’da Filistin Devlet
Başkanlığı’na seçildi. Bir süre sonra da İsrail’i tanıdıklarını açıkladı.
1993’te Filistin ve İsrail arasında imzalanan Oslo Anlaşması’nın mimarlarındandı; ancak devam eden süreçte İsrail bu anlaşmanın gereklerini yerine getirmedi. İsrail 2002’de Arafat’ı Ramallah’taki ofisinde ev hapsine aldı. Ev hapsinin ikinci yılında Yaser Arafat
hastalandı ve grip teşhisi konuldu. Ancak uzun süren bu hastalık nedeniyle 29 Ekim’de tedavi
için Fransa’ya götürüldü. 11 Kasım 2004’te ise vefat etti. Otopsi yapılmadan defnedilen
Arafat’ın ölümü üzerindeki şüpheler ise henüz aydınlatılmadı.