Kırmızı Çizgi Paylaşılamayan Yakın Toprakların Tarihi
James Barr
Kitabın ÖnizlemesiHakkında
1916’da, İngilizlerin Kut’ül Amare’de bozguna uğramasının hemen ardından iki adam, öngörülü bir politikacı olan Sir Mark Sykes ile hınç dolu bir diplomat olan François Georges-Picot Orta Doğu’yu paylaşma planlarını görüşmek üzere gizlice buluştu. İki adamın vardığı anlaşma bir yandan İngiliz-Fransız Dostluk Antlaşması’nı tehlikeye sokacak gerilimleri hafifletmeyi amaçlarken bir yandan da Akdeniz’den İran sınırına uzanan bir hat çiziyordu. Bu keskin hattın kuzeyindeki bölge Fransa’ya, güneyindeki bölge ise Britanya’ya gidecekti. İngiltere’nin Filistin, Mavera-i Ürdün ve Irak’taki mandaları ile Fransa’nın Lübnan ve Suriye’deki mandaları iki büyük güç arasında bir huzursuzluk doğuracaktı. Gelecek otuz yıla damgasını vuracak bu sıkıntı, Orta Doğu’nun da onarılmaz bir biçimde şekillenmesine neden olacaktı
T. E. Lawrence, Winston Churchill ve Charles de Gaulle gibi siyasetçiler, diplomatlar, ajanlar ve askerlerden oluşan yıldız kadrosuyla Kırmızı Çizgi bizlere İngiliz ve Fransızların Orta Doğu’yu yönettiği, kısa ama çok önemli bir dönemin hikâyesini canlı bir biçimde anlatıyor. Kitap aynı zamanda bu iki güç arasındaki eski çekişmenin bugün bizim için çok daha tanıdık olan, Araplar ile Yahudiler arasındaki çatışmayı nasıl ateşlediği ve en nihayetinde 1941’de İngilizler ile Fransızlar, 1948’de de Araplar ile Yahudiler arasındaki savaşlara nasıl vesile olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
James Barr’ın, Orta Doğu’nun kaderine yön veren ve bugün bölgenin âdeta gayya kuyusuna dönüşmesinde hatırı sayılır bir rol oynayan İngilizler ile Fransızlar arasındaki gizli kapaklı mücadeleyi kaleme aldığı Kırmızı Çizgi, Orta Doğu’nun yakın tarihine ilgi duyan herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap.