&
loading
ATLA
Yahudi Tarihi

Sömürgeci devletlerin bir öncü kuvveti olarak çalışan misyonerler, XIX. Yüzyılda Osmanlı topraklarında çeşitli toplumsal hizmetler sağlayarak çoğalmıştı. Misyoner örgütler, adına hizmet ettikleri devletlerden ekonomik ve politik açıdan destek görüyorlardı. XX. Yüzyıl başlarında ise Trablusgarp ve Balkan Savaşları arifesinde Osmanlı toprakları içten ve dıştan her türlü müdahaleye daha savunmasız bir duruma gelmişti. Filistin’deki bazı şehirlerde Protestan, Katolik ve Latin misyonerler hastane ve okullar açarak bölge halkı üzerinde nüfuz kurmaktaydı. Nablus Mutasarrıfı Süleyman Fethi Bey ise misyonerlerin halkın âciz durumda oluşundan, hasta ve güçsüz insanların zaaflarından istifade ettiklerini görerek durumu vilayete rapor etmişti. Mutasarrıf, misyonerlerin sağlık sektöründeki girişimlerinin etkisini azaltmak maksadıyla topladığı yardım paralarıyla yapımına daha önceden başlanan bir Osmanlı hastanesinin inşasını tamamlatmış ve hem erkek hem de kız öğrenciler için yeni okullar kurulmasına öncülük etmişti.

…Filhakîka zahiren diyanet ve insaniyet nâmlarına te’sis ve küşâd olunmuş olan manastırlarda, mekteplerde ve eytamhanelerde her tarafın bâtınen takip ve hıdmet eylediği emel ve maksat büsbütün başka başka şeylerdir ve bu uğurda hükümetler birtakım cemiyetler taraflarından ibzâl-i muavenât olunmaktadır. Hastanelere müracaat eyleyen bîçâregânın dûçâr-ı dehn ve halel olmuş kuvâ-yı ma‘neviyye ve maddiyelerinden istifâde fırsatları bile kaçırılmamaktadır…

Kaynaklar
1. BOA, DH. İD., nr: 34/18.