Salih el-Aruri, 1966 yılında Batı Şeria’daki Ramallah yakınlarında bulunan Arura köyünde doğdu. Lise eğitimini Ramallah’ta tamamladıktan sonra El Halil Üniversitesi, Şeriat Bilimleri Fakültesi’ne kaydoldu. 1987’de, İsrail işgaline karşı başlayan Birinci İntifada sırasında Hamas’a katıldı. 

1990’lı yılların başında Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın Batı Şeria’daki kuruluşunda ve örgütlenmesinde kilit rol oynayan komutanlardan biri haline geldi. Bu rolü nedeniyle İsrail tarafından “Batı Şeria’daki Hamas lideri” olarak görüldü ve 1990 yılında ilk kez gözaltına alındı. Altı aylık gözaltı sonrasında serbest bırakıldı ancak 1992’de yeniden tutuklandı ve yaklaşık 15 yıl İsrail hapishanelerinde kaldı. 2007’de kısa bir süreliğine tahliye edildikten sonra tekrar tutuklandı ve İsrailli asker Gilad Şalit’in serbest bırakılmasındaki belirleyici rolü nedeniyle 2010 yılında serbest bırakıldı.

Serbest kaldıktan kısa süre sonra İsrail tarafından sınır dışı edildi ve Şam’a yerleşti. Burada Hamas Siyasi Bürosu’na katıldı. Ancak Suriye’de savaşın başlaması ve Esed yönetimi ile Hamas arasında yaşanan krizler nedeniyle Hamas’ın Şam’daki genel merkezi kapandı. Aruri de İstanbul’a geldi. Buradan birçok Filistinli grupla ilişkilerini sürdürdü ve diplomatik çalışmalar yürüttü. Bu dönemde Hamas’ın stratejik hedeflerini desteklemek ve örgütün uluslararası ilişkilerini güçlendirmek için çaba gösterdi.

ABD, 10 Eylül 2015’te Salih el-Aruri’yi “terör listesine” aldı ve kendisi hakkında bilgi verenlere 5 milyon dolar ödül verileceğini açıkladı.

Sürgün hayatının son yıllarını büyük ölçüde siyasi ve askeri koordinasyona adadı. Türkiye ve Katar’da kaldıktan sonra 2017’de Lübnan’a yerleşti ve şehit edildiği ana kadar Beyrut’un Hizbullah kontrolündeki güney banliyösü Dahiye’de yaşadı. Bu süreçte, “Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı” olarak Direniş Ekseni ve diğer Filistinli gruplarla koordinasyonu güçlendirmeye yönelik önemli çalışmalar yürüttü.

Salih el-Aruri, 2 Ocak 2024’te İsrail’in Dahiye’deki evine düzenlenen bir hava saldırısında, Kassam Tugayları’nın komutanlarından bazı isimlerle birlikte şehit oldu.