&
loading
ATLA
Mescid-i Aksa’ya Yönelik Saldırılar

Peren Birsaygılı Mut ile “Kalem ve Tüfek” Üzerine Söyleşi

Ahmet Faruk Asa : Hocam hoşgeldiniz. Öncelikle son kitabınız için hem tebrik hem teşekkür ediyorum. Filistin üzerine çalışma yapanlar için literatüre çok kıymetli bir katkı oldu. Türkiye’de malûmunuz kriz bölgeleri, merkezde Filistin olmak üzere genelde siyasal tarih açısından incelenen ya da ideolojik bakılan coğrafyalardır. Burada işin biraz daha psikolojik yönüne değinilen, insan ve toplum psikolojisini hesaba katan bir kitap olmuş. Dolayısıyla bizzat yazarın ağzından, “Kalem ve Tüfek Büyük Filistin İsyanından Portreler” kitabı nedir ve kime hitap etmektedir öğrenebilir miyiz? Hangi amaca matuf yazılmıştır?

Peren Birsaygılı Mut : Hoşbulduk Ahmet. Teşekkür ederim güzel sözlerin için. Senin de bildiğin üzere daha önce ilk kitabımızda, “Zeytin Ağaçlarının Arasında”da, 1948 Nekbe sonrası yazarların hayat hikayelerine değinmeye çalışmıştık. Ülkemizde de genelde yanlış bilinen bir şey var, Filistin direnişi daha çok Nekbe sonrasıyla anlatılır. Ancak ilk kitabımda çalışırken Nekbe öncesi siyasi ve edebi aktörler de çok dikkatimi çekmişti. Aslında Nekbe sonrası aktörler bir vakanın anlatımını yaparken, Nekbe öncesi aktörler de o vakanın başlangıcında bizzat kitleyi harekete geçirmiştir. Bu yüzden o döneme yoğunlaşmaya karar verdim. Bence bilinmesi gereken bir süreç zira Nekbe öncesini bilmeden, Nekbe dönemini de anlamak güç oluyor.

Ahmet Faruk Asa : Toplumumuzda İsrail Filistin çatışması ekseriyetle son 74 sene ile ele alınsa da, mesele onun çok daha öncesine dayanıyor. Filistinliler için de böyle mi hocam?

Peren Birsaygılı Mut : Evet, kesinlikle. Osmanlı’nın bölgeden çekilmesiyle başlayan bir şey aslında. Nekbe’den önce en az 30 40 yıllık bir geçmiş var. O dönemde çok etkileyici insan hikayeleri var. Çok önemli yazar, şair ve siyasetçiler var. Aslında yazar, siyasetçi diye de ayıramayız yani. Mesela İzzet Derveze gibi hem İslam alimi hem yazar hem de o dönemin siyasetine yön vermiş insanlar var. Bunları bilmezsek çok eksik kalır.

Ahmet Faruk Asa : Filistin halkının ve büyük kanaat önderlerinin davranışlarına baktığımızda başta “topraklarını sattılar” iddiası olmak üzere birçok iddiaya kitapta yer doğru yönlendirmeler ile yer veriliyor hocam.

Peren Birsaygılı Mut : Evet evet. Mesela Osmanlı’ya ihanet ettiler gibi ülkemizde Filistin karşıtı bazı ezberler var. Toprak satışı konusuna gelince, evet topraklarını satanlar olmuş ama küçük bir oran bu.

Ahmet Faruk Asa : Dönem olarak 1936-1939 dönemini seçmenizin özel bir sebebi var mıdır? Filistin tarihinde tekabül ettiği noktayı nasıl görüyorsunuz?

Peren Birsaygılı Mut : Öncesinden Osmanlı’nın bölgeden çekilmesiyle başlayan huzursuzluğun zirve yaptığı dönem 1936-1939 dönemi. Sinematografik olarak da çok fazla etkileyici hikayenin yaşandığı bir dönem olduğundan ötürü bizim için de ders çıkarmamız gereken, yol gösterici anekdotlar barındırıyor. Çok büyük bir mücadele aslında o dönem gösterilen. Sadece erkekler değil çok önemli kadın figürler de var.

Ahmet Faruk Asa : Genelde Türkiye’de Filistin anlatısı belli figürler üzerinden yapılırken aslında biz burada Filistin’in; Orta Doğu’nun ataerkil yapısının dışına çıkabilmiş, toplumsal bütünlüğünü korumuş, bu yönüyle de Orta Doğu’nun diğer bölgelerinden farklılaştığını görebiliyoruz. Mesela Zeliha Şihabi bu konuda bir örnek teşkil ediyor.

Peren Birsaygılı Mut : Zeliha Şihabi’nin yanında Esma Tubi de var. Zeliha Şihabi Müslüman, Esma Tubi Hristiyan’dır. Bunun yanında sadece Filistin değil Orta Doğu’da da kadın hareketleri lider konumdadır.

Ahmet Faruk Asa : Filistin sınıflı ve fellah bir toplum, dolayısıyla Nekbe’ye giden süreçte zaten bu sınıflı toplum yapısı daha da silikleşiyor. Aslında siz bu kitapta silikleşen, grileşen topluma ışık tuttunuz. Yani o fluluk yerini netliğe bırakıyor. Peki hocam biraz da kitaptaki yazarlardan bahsetmek isteriz. Hikayeleriyle sizi etkileyen kimler var yazar olarak.

Peren Birsaygılı Mut : Mesela İbrahim Tukan var. Beni orada en çok etkileyen hikaye, “Kızıl Salı” hikayesi. Hikayede idam edilen üç Filistinli’den bahsediliyor. Nasıl olur da bizim gibi Filistin ile yakın bir toplumda bu hikaye bilinmez anlamıyorum. Onların hikayesi çok etkilemişti beni. Aynı şekilde İzzeddin el-Kassam’ın hikayesi. İzzeddin el-Kassam zaten başlı başına çok büyük bir figür. Beni etkileyen bir diğer şey de edebiyatçıların hem kalemleriyle hem silahlarıyla mücadele etmesi oldu. Nitekim bu yüzden kitabın adı Kalem ve Tüfek.

Ahmet Faruk Asa : İlk kitabınızdaki yazar profilleri biraz daha 1948’den itibaren 1960-65’e kadar olan dönemdi. Yani diğer bir deyişle ilk kitabınızda yazdıklarınız ikinci kitabınızda yazdığınız yazarların bir önceki nesliydi. Dolayısıyla iki nesil arasında kıyaslama yapacak olursak edebiyata ya da topluma bunun ne gibi sirayetleri olmuştur?

Peren Birsaygılı Mut : Nekbe sonrası devirde Mahmud Derviş ya da Gassan Kanafani gibi yazarların kendilerinden öncekilerden aldıkları büyük bir enerji ve etkileşim var. Nekbe sonrası yazarlarda gelişen teknolojiyle birlikte biraz daha dünyaya duyurmada onların bir artısı var. Ama ilk neslin şahsiyetlerinin mücadelesi güçlü olmasa onların mücadelesi de bu kadar güçlü olmazdı dediğim gibi.

Ahmet Faruk Asa : Hocam bir de kitabınızda gördüğüm örtülü bir tez var gibi. Filistin zaten tarım toplumuydu, bir de askeri baskılar eklenince Nekbe döneminde, mücadeleyi dünyaya duyurmak daha da zor oldu. O dönem, Filistin içinden bu mücadeleyi sadece sanatçılar zümresi ele almış gibi hissediliyor.

Peren Birsaygılı Mut : Evet, maalesef. Bir de ben kitaba çok yansıtmadım ama o dönemde bazı iç çekişmeler de var. Bu iç çatışmalarda da kimi insanlar şehit oluyor. Nekbe öncesi şahsiyetlerin verdikleri böyle de bir imtihan var. Çünkü Nekbe’den sonrada artık birtakım şeyler daha net. Artık İsrail kurulmuş. Öncesindeyse ne olacağı tam olarak kestirilemiyor, bir belirsizlik var.

Ahmet Faruk Asa : Peki hocam kitabı okuyacak arkadaşlara okumaları için tavsiye ettiğiniz bir metod var mıdır?

Peren Birsaygılı Mut : Kitabın arkasında ben baya geniş bir kaynak listesi tuttum. Bir hikayeyi okuyunca kaynakçadan da okuyarak okumayı genişletebilirler. Böylesi çok daha faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Ahmet Faruk Asa : Ve hocam siyasal kronolojinin haricine çıkarak okumanın, toplum psikolojisine ışık tutmanın, bizim burada işgal diye adlandırdığımız şeyin Filistinlilerin iç dünyasında neye tekabül ettiğini anlamak açısından bu edebi eserleri okumak çok kıymetli. Kitapta bilhassa verdiğiniz eserler vardı. Mesela Halil Beydes’in bahsettiği eserler vardı. Ya da diğer isimlerin yazdığı kitaplar, şiirler vardı.

Peren Birsaygılı Mut : Aslında Türkiye’de bu eserlere yönelik tercüme faaliyetleri yürütülmesi isabetli olur.

Ahmet Faruk Asa : Belki de hocam bu röportajı okuyan arkadaşlar için ilham olur. Sizin çok kıymetli katkılarınız oldu bu alana. Orta Doğu edebiyatına duyulan ilgi ciddi manada artmaya başladı. Umuyoruz bundan sonra tercüme faaliyetleri de yaygınlık kazanır.

Peren Birsaygılı Mut : Üniversite öğrencileri, özellikle Arap dili öğrencileri bu isimleri gündeme getirirsek çok daha güzel olur.

Ahmet Faruk Asa : Hocam çok teşekkür ediyoruz röportaj için. Kitabınızı da büyük bir keyifle okuduk arkadaşlara da tavsiye ediyoruz. İnşallah hem literatüre hem bölge çalışması yapanlara ciddi katkılar sağlar.