&
loading
ATLA
Tarihin Tanığıyım

Kıbrıs’taki Siyonist Tehdidin Boyutları

Dijital Hafıza Merkezi: Bekir Bey hoş geldiniz. Konuya başlamadan önce kısaca sizleri tanıyabilir miyiz? Bekir Sıtkı Şirin kimdir bizlere anlatır mısınız?

Bekir Sıtkı Şirin: İstanbul Üniversitesi gazetecilik bölümden 2018 yılında mezun oldum. İlk olarak “MuslimPort” adlı bir haber sitesinde görev aldım. Altı yıldır Milli Gazete’de çalışıyorum, bunun son iki yılı muhabirlik görevi. Özellikle Doğu Akdeniz ve Filistin coğrafyasıyla
ilgileniyorum. Bu bağlamda Doğu Akdeniz’in bir parçası olan Kıbrıs’taki konuları da ele alıyoruz. Son zamanlarda Kıbrıs’taki en önemli konu da İsraillilerin toprak alımı konusu. Bu konuya da derin şekilde nüfuz etmeye çalışıyoruz.

Dijital Hafıza Merkezi: Bekir bey, Kıbrıs meselesi nedir? Özellikle son dönemde Türkiye kamuoyu, sizin yaptığınız haberler üzerinden Kıbrıs’taki yaklaşan tehlikeyi fark etmeye başladı. Henüz başlangıç seviyesindeyiz. Şu an Kıbrıs’taki durum nedir? Kıbrıs’taki Yahudi
tehlikesi nedir?

Bekir Sıtkı Şirin: Öncelikle şunu söyleyelim, dediğiniz gibi haberlerimizin ardından Türkiye ve KKTC toplumunun çeşitli fraksiyonlarından tebrik mesajları alıyoruz. Hamdolsun farkındalık, halkın farklı fraksiyonlarına nüfuz etti. Kuzey Kıbrıs’ta şu oluyor: İsrail lobisi KKTC vatandaşı yapılan Siyonistler aracılığıyla KKTC topraklarını adım adım işgal ediyor. Satın aldığı iki bine yakın şirket üzerinden toprak ediniyor ve bu doğrultuda şu ana kadar yirmi beş bin dönüm toprak aldıkları biliniyor.

Dijital Hafıza Merkezi: Kıbrıs’ın yüz ölçümüyle kıyasladığımızda bu önemli bir toprak parçasına tekabül ediyor değil mi ?

Bekir Sıtkı Şirin: Kesinlikle öyle. Bunun da yanında Yahudilerin Kıbrıs topraklarına olan ilgisi, çok önceden beri var. Osmanlı döneminden beri somut bir şekilde bu ilgiyi görebiliyoruz. Halihazırda da Kıbrıs topraklarında çok fazla sayıda Yahudi olmamasına rağmen buraya Yahudi çekmeye yönelik politikalar var. Bunun için Kıbrıs’taki haham ve beraberindeki ekipler ciddi şekilde çalışıyor. Kıbrıs topraklarını hem nüfus olarak hem nüfuz olarak etkilemeye çalışıyorlar.

Dijital Hafıza Merkezi: Peki Yahudilerin toprak alım süreçleri ne şekilde işliyor? Yasalarda bir açık mı var yoksa yasadışı şekilde mi yapıyorlar ya da finansman nasıl sağlanıyor?

Bekir Sıtkı Şirin: KKTC yasalarına göre ülkede 500 metrekare toprak almak isteyen bir şirketin hissesinin en az %51’lik kısmının KKTC vatandaşına ait olması gerekiyor. İsrail lobisi de açığı buradan yakalıyor. Yerli işbirlikçiler aracılığıyla beş yüz metrekareden fazla toprak
alınabiliyor. Ayrıca iş bir Yahudi’nin KKTC vatandaşlığı alarak istediği kadar toprak edinmesi şeklinde de yürüyor ki son dönemde bunun örnekleri artıyor.

Dijital Hafıza Merkezi: Peki Bekir bey, Yahudilerin Kıbrıs’tan toprak almasındaki temel motivasyon nedir? Bu ilginin ardında var olan bir sebep var mı? Osmanlı döneminden beri ilgi olduğundan bahsettiniz, dolayısıyla bu satın almaların ardında nasıl bir  motivasyon var ?

Bekir Sıtkı Şirin: Kıbrıs Yahudiler için neden önemli sorusuna vereceğimiz cevabı dört başlığa bölebiliriz:

Birincisi “dini motivasyon”. Yahudilerin inandığı vaat edilmiş toprakların içinde Kıbrıs da yer alıyor. Bu bağlamda Kıbrıs İsrail’in nihai hedeflerinden biri.

İkinci olarak “ekonomi boyutu” var. Biliyorsunuz, Doğu Akdeniz’de ciddi bir enerji yatağı mevcut. Uzmanların nezdinde ise Kıbrıs’a sahip olan Doğu Akdeniz’e sahip olur görüşü var.

Dijital Hafıza Merkezi:: Bekir bey, peki bir süre önce İsrail ile Lübnan arasında yapılan anlaşmayı da bu bağlamda görebilir miyiz? İsrail’in Doğu Akdeniz üzerinden yapmak istediği ciddi bir enerji açılımı var. İsrail Kıbrıs üzerinden bu açılımı devam ettirmek istiyor diyebiliriz değil mi?

Bekir Sıtkı Şirin: Şunu da ekleyelim İsrail’in Doğu Akdeniz denklemindeki en büyük müttefiklerinden biri Güney Kıbrıs Rum Yönetimi. Bu bağlamda Kıbrıs toprakları büyük öneme haiz.

Bir diğer konu “stratejik konum.”  İsrail lobisi Kuzey Kıbrıs topraklarına sahip olmak suretiyle Doğu Akdeniz’deki gücünü daha da artırmak istiyor.

Son olarak da “güvenlik konusu.” Kıbrıs toprakları Kudüs’e bir kuş uçumu mesafededir. Bu yüzden orada oluşturulabilecek bir güvenlik üssü Kudüs’ün korunması(!) noktasında ciddi bir önem arz ediyor. Saydığımız bu dört başlıkta ele alabiliriz Kıbrıs’ın önemini.

Dijital Hafıza Merkezi: Kıbrıs’ın Kudüs’e olduğu gibi Türkiye’ye olan yakınlığı da önemli bir nokta. Bu yüzden Kıbrıs’taki Yahudi sorununu Filistin meselesinin yanında bir dış politika krizi olarak da adlandırabilir miyiz?

Bekir Sıtkı Şirin: Konuya ilişkin uzmanlarla görüştüğümüz zaman Türkiye’nin -Allah muhafaza- bir gün işgale maruz kalması durumunda ilk hedef alınacak yerin Kıbrıs toprakları olacağı ifade ediliyor. Bu sebeple Kıbrıs topraklarında Türkiye’nin hakimiyetini güçlendirmesi,
oradaki tehlikeleri bertaraf etmesi büyük önem arz ediyor. Şunu da söylemek gerekiyor Siyonizm’in göz koyduğu vaat edilmiş topraklar içerisinde bizim topraklarımızın belli bir kısmı da yer alıyor. Bu nedenle İsrail’i sadece Filistin ile sınırlı görmemek lazım. İsrail, Türkiye için
birincil derecede bir problemdir. Milli güvenlik problemidir ve meseleyi bu bağlamda da ele almak gerekir. Eğer Kıbrıs’taki emellerine ulaşırlarsa bunun bir sonraki adımı olarak Türkiye’yi görmek zor değil.

Dijital Hafıza Merkezi: Bekir bey, Kıbrıs ile alakalı haber dosyalarını duyurmaya başladıktan sonra Türkiye veya Kıbrıs’ta bunun ne gibi bir etkisi oldu? Belli kesimleri harekete geçirebildi mi?

Bekir Sıtkı Şirin: Gerek Türkiye’nin gerek KKTC’nin üst düzey yöneticilerine haberlerimizin ulaştığını biliyoruz. Bununla alakalı geri bildirim de alıyoruz. Özellikle son süreçte önemli bir gelişme de oldu. KKTC’de iktidarda bulunan Ulusal Birlik Partisi milletvekili Yasemin Öztürk Hanım meclise bir yasa tasarısı sundu. Buna göre yabancıların ülke topraklarında gayrimenkulalımına sınırlama getirilmek istendi. Bu kesin çözüm müdür? Tabi ki değildir. Ama milli menfaatlerimiz doğrultusunda atılan bir adımdır. Bu noktada ben bunu değerli görüyorum. Haberlerimizin tetiklemesi sonucunda oluşmasına da memnuniyetle yaklaşıyorum.

Dijital Hafıza Merkezi: Peki Bekir bey, bundan sonra neler yapılabilir? Kıbrıs’taki tehlikenin boyutuna dair farkındalık nasıl arttırılabilir? Sivil toplum bu noktada ne yapabilir?

Bekir Sıtkı Şirin: Öncelikle bunun araştırılması için bir meclis araştırma komisyonunun kurulması gerekiyor. Bize ulaşan çok sayıda Kıbrıs vatandaşı var ve çok sayıda ihbar ulaşıyor. Hangi siyasi partiyi desteklediği, hangi ideolojiyi benimsediği önemli olmaksızın her
vatanseverin bu konuda sesini çıkarması gerekiyor. Kıbrıs bizim için bir vatan toprağı olmakla birlikte orada bu olanlara izin verilmesi halinde bir sonraki hedefin Türkiye olduğu aşikar bir gerçek. Bu sebeple bir an evvel meclis araştırma komisyonu kurulmalı ve konu bağımsız
yargıya taşınmalı.

Dijital Hafıza Merkezi: Bu noktada geçmişten ders çıkarmak gerekiyor. Sınırımızda Siyonist tehlikeyle alakalı daha önce Güneydoğu ve Doğu hattında yaşananlar unutulmamalıdır.

Bekir Sıtkı Şirin: Hocam şöyle bir şey var, ben bunu her platformda dile getiriyorum. İsrail Mavi Marmara katliamında vatandaşlarımızı şehit etti. 15 Temmuz darbe girişiminde de İsrail’in ciddi bir rolü oldu. Bir yandan İsrail vaat edilmiş topraklar çerçevesinde bizim Güneydoğu ve Kıbrıs topraklarımızı istiyor. Bu bağlamda İsrail ile verilecek mücadele büyük önem arz ediyor. Eğer biz Kıbrıs’ta vatan müdafaasını gerçekleştiremezsek ciddi problemlerle karşı karşıya kalacağımızı düşünüyorum.

Dijital Hafıza Merkezi: Bekir bey, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ediyoruz. Kıbrıs’a dair var olan farkındalığın artarak uluslararası kurumları da harekete geçirecek adımların atılmasını temenni ediyoruz. Son olarak Filistin meselesine ilgililere söylemek istediğiniz bir şey var mıdır?

Bekir Sıtkı Şirin: Naçizane şunu söylemek istiyorum. İsrail meselesini Filistin özelinde ele almamamız gerekiyor. İsrail Filistin’in yanı sıra tüm Orta Doğu topraklarını etkileyen birkanser hücresidir. Siyonizm’in bölgeye dair ciddi planları var. Bu sebeple yapılacak okumaları
daha geniş çaplı tutmak gerekli.

Dijital Hafıza Merkezi: Müsaadenizle şunu eklemek isteriz. Filistin meselesini tek bir bölgeye indirgememek gerekiyor. Aksi takdirde Kıbrıs’ta olduğu gibi oldukça yakınımızda var olan bir milli güvenlik meselesine dönüşebiliyor. Enerji krizi gibi Filistin’in önümüzdeki onlarca yılını etkileyecek bir problemi gözden kaçırabiliyoruz. Filistin’e dair gelecek problemleri öngöremeyebiliyoruz. Skalamız çok geniş olmalı ki Filistin meselesindeki müstakbel tehditleri tahlil edebilelim. Bekir bey, Dijital Hafıza Merkezi olarak çok teşekkür ediyoruz yayınımıza katıldığınız için.