Osmanlı Devleti, henüz Kudüs’ü hâkimiyeti altına almamışken dahi bölgeye yatırımlar yapmaktaydı. Meşhur Çandarlı vezir ailesinden Çandarlı İbrahim Paşa’nın eşi İsfahan Şah tarafından 1436 yılında Kudüs’te bir vakıf kurulmuştu. Hac farîzasını yerine getirip ardından Kudüs’e giden İsfahan Şah, burada bir medrese yapmayı arzu etmiş ve bunun için Bolu Çayviran, Afşar, İznik, Gerede gibi beldelerde bulunan gayrimenkullerini kuracağı medreseye vakfetmişti.
Hem Filistin’in hem de Filistin halkının 400 yıl Osmanlı hâkimiyetinde huzur içinde yaşaması ancak Osmanlı’nın bölgeyi gönülden, imanla sevmesiyle, Kudüs’ün hâdimi olmak düşüncesinin gönüllerde yeşerip büyüyerek kök salması ile mümkün olmuştu.