XIX. Yüzyıl son çeyreğinde artan Musevi göçü ve Musevilerin Filistin bölgesinde usulsüz yollardan emlak edinmeleri üzerine Sultan II. Abdülhamid yönetimi artan Siyonist baskısına karşı bir takım tedbirler almıştı. Bu tedbirlerden biri de padişah adına satın alınan gayrimenkullerin Hazine-i Hassa Nezareti’ne aktarılmasıydı.
II. Abdülhamid, Filistin’deki arazilerin el değiştirmesinin önüne geçmek için bölgedeki arazi ve çiftliklerin büyük kısmını “Emlâk-i Hümâyûn” adıyla şahsi hazinesine geçirmişti. Ancak, bu araziler padişahın özel mülkü şeklinde kaydedilmesine rağmen aslında bir tür miri arazi hüviyetindeydiler. Öyleki Filistin halkı, tasarruf sahibi olduğu topraklar üzerinde tüm tarımsal etkinliklerini eskisi gibi devam ettirmekteydi.
Buna en güzel örnek ise Filistin’in kuzeyinde yer alan arazilerin idaresi ve zirai faaliyetlerinin denetimini sağlayan Bisan Çiftlik-i Hümâyûnu örneğidir. 1883 yılında kurulan çiftlik idaresi Filistin’deki 811.417 dönümlük emlâk-i hümâyun arazilerinin %75,7’sinden sorumluydu.