Kuzey Afrikalı Müslümanlar hacı olmak için önce Mekke’ye, sonra Hz. Peygamber’in kabrini görmek üzere Medine’ye giderler ve ardından sâlis-i haremullah Kudüs’ü ziyaret ederlerdi. Çeşitli sebeplerle yurtlarına geri dönmeyen Afrikalı Müslümanlar Mescid-i Aksa çevresinde yerleşmeye başladılar ve böylece Meğaribe adıyla münhasır bir mahalle doğdu.
Kudüs’ü Haçlı zulmünden kurtaran Eyyubîler devrinde Dımaşk valisi Melik Efdâl, 1193 yılında bir vakıf tesis ederek Meğâribe olarak bilinen bölgeyi Mağriblilere vakfetti. Bu vakıf mahalle içerisinde toplumsal ihtiyaçların tümünü karşılayacak cami, medrese, zaviye gibi yapılar bulunuyordu. Osmanlı Devleti’nin bölgeye hâkim olduğu yüzyıllar içinde Meğaribe Mahallesi tüm dinamikleriyle varlığını sürdürmüş ve mahallede yeni vakıflar kurulmaya devam etmişti.
Neredeyse 1000 yılık bir geçmişe sahip Meğâribe Mahallesi, 1967’de İsrail tarafından büyük tahribata uğradı. Bu yıkım sonucunda ne yazık ki Meğaribe vakıf havzası da yok edildi.