1492 yılında İspanya Yahudileri, İspanya’dan sürgün edilmiş ve dönemin Osmanlı padişahı II. Bayezid sürgün edilen Yahudi topluluğuna Osmanlı topraklarına sığınma hakkı tanımıştır. Böylece Yahudiler, Osmanlı ülkesinin çeşitli yerlerinde yaşamaya başlamışlardır.
400 yıl kadar sonra XIX. Yüzyıl sonlarında yaşadıkları topraklardan yine zulüm ve baskı nedeniyle göç etmek mecburiyetinde kalan Yahudilere Osmanlı Devleti, II. Bayezid devrinde olduğu gibi tekrar kucak açmıştır. Osmanlıcılık fikir hareketinin en revaçta olduğu dönemde, 1878 yılında Osmanlı Devleti tarafından himaye ve iskân edilen Yahudi bir topluluğun minnettarlığını Dersaadet Hahamhanesi tarafından gönderilen bir teşekkürnâmeden anlamaktayız. Hahambaşının kaleme aldığı teşekkürnâmede sığınmacı durumundaki pek çok Yahudi’nin padişaha duacı oldukları ifade edilmektedir.
…Osmanlılık nâm meâli-i benâminin ihtiva ettiği aczperverliği nazar-ı tarihinde hârikulâde olarak isbat etmişlerdir…bazı yerlerden mecbur-ı terk-i dâr-ı dûçâr olan Musevilerin memalik-i şâhâneye iskânı içeren cümle cemile-i ihsandan olarak inâyât-ı mütetabiaları şeref vuku bulup şimdiye kadar gelenler mahal-i münâsibeye gönderilmiştir bunlar giderken gördükleri asâr-ı şefkat ve merhametin teşekküratını asâr-ı mesârr ve ibtihâc dökerek irâe etmişlerdir… ilticâ-kârân-ı bî-vagegânı kurtarmak derecesinde muavenetle nâil-i saadet-i kâmile buyurduklarından büyük ve küçük cümle Musevi;
Pâdişahım pâdişah-ı mün‘im-i bîçâregân
Tâcdârım tâcdâr-ı muhsin-i bîvâyegân
…
zemzemesiyle duada bulunduklarını müteşekkirâne arza cüret ederim…